1492’de Hıristiyanlığı kabul etmek istemeyen İspanyol Yahudilerinin büyük bir çoğunluğunun yeni vatanı Osmanlı İmparatorluğu toprakları oldu.
İspanya’yı terk ederken mal varlıklarını ve paralarını birlikte getiremeyen
Yahudilerin sahip oldukları belki de en kıymetli hazine annelerinin pişirdiği yemeklerin lezzeti (Sefarad Mutfağı) ve ana dilleriydi (Ladino).
Ülkelerinden sürülmenin Yahudilerin damaklarında bıraktığı acı-ekşi tat
onlarla yolculuk edip, aynı tada aşina bir başka kültürde kendine yer bulmuştu. Osmanlı ve Yahudi mutfak geleneğinde hem ekşi kullanımı hem de
şeker kullanımı oldukça yaygındır. Türk ve İspanyol mutfakları, tuzlu hamur işleri açısından da oldukça zengin çeşitliliğe sahiptir.
Sefarad mutfağı, iki kültürün tariflerini alıp, kendi özelliklerini de ekleyerek gelişmiştir.
Hazırlayan ve Sunan: İvet Acu Güney